Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kafa karıştıran | disorienting s. | ||
The disorienting lights created a surreal atmosphere at the party. Kafa karıştırıcı ışıklar, partide gerçeküstü bir atmosfer yaratıyordu. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | kafa karıştıran | confusing s. | ||
General | ||||
Genel | kafa karıştıran | captious s. | ||
Genel | kafa karıştıran | two-faced s. | ||
Genel | kafa karıştıran | umbratious s. | ||
Genel | kafa karıştıran | causing confusion s. | ||
Genel | kafa karıştıran | confusive s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kafa karıştıran belirsiz kimse | obscurantism i. |
Genel | kafa karıştıran kimse | riddle i. |
Genel | kafa karıştıran şey | riddle i. |
Genel | kafa karıştıran şey | opposal [obsolete] i. |
Genel | kafa karıştıran tatsız duygu | discombobulation i. |
Genel | kafa karıştıran şey | smoke screen i. |
Genel | kafa karıştıran şey | stickler i. |
Genel | arka arkaya ve hızlı bir şekilde meydana gelerek kafa karıştıran | bang-bang s. |
Logic | ||
Mantık | kafa karıştıran tartışma biçimi | crocodility i. |